KOŞU SAKATLIKLARININ

NEDENLERİ VE MESAFE İLİŞKİSİ

 

AYDA KARACA

                  

            Koşu, döngüsel bir hareketin olması nedeniyle aynı noktalara defalarca aynı yükün binmesine ve sakatlıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır(Renstörm 1994)

            1-İçsel faktörler: Pelvis, diz tibia anomalileri, bacak uzunluğunda farklılıklar, kuvvet-esneklik imbalansı (dengesizliği) veya eksikliği.

            2-Dışsal faktörler: Antrenman hataları, saha, zemin,kötü ve yetersiz ayakkabılar.

            Daha önce geçirilmiş sakatlıklar, koşu deneyiminin yetersizliği, yarışma, haftalık koşu mesafesini fazla olması, ısınmanın ve stretching egzersizlerinin yapılmaması koşu sakatlıklarına neden olabilir. Ayrıca boy, anatomik bozukluklar, kas dengesizliği, koşu sıklığı, performans düzeyi, ayakkabı, ortezler, yolun hep aynı tarafından koşmak, yaş, cinsiyet, beden kitle indeksi, koşulan tepeler, sert düzeyde koşu, diğer sporlara katılım, yıllık koşu mesafesi,günlük koşu mesafesi sakatlığı etkileyen faktörlerdendir.

            Haftalık koşu mesafesi, sıklığı ve süresi:

         Koşu mesafesi, koşu sakatlıklarında en önemli faktördür. Pollock ve ark. (1977) haftalık koşu sıklığı ve süresi ile koşu sakatlıklarının ilişkili olduğunu bulmuştur. Süre ve sıklığın artmasıyla birlikte daha fazla sakatlık olmaktadır. Koplan ve ark. 1982’de hem bayan hem de erkeklerde koşu sakatlığının görülme sıklığı ile artan haftalık koşu mesafesi arasında ilişki bulmuşlardır.  Jacobs ve Berson (1986) haftalık koşu mesafesi koşu sakatlığı arasında anlamlı ilişki bulmuşlardır. Bazı çalışmalarda ise anlamlı ilişki bulunamamıştır.

            Koplan ve ark. (1982), Jjzerman ve Van Gelan (1987), Walter ve ark. (1989), Van Mechlen (1982) yaptıkları çalışmalarda antrenman hızı ile koşu sakatlıklarının artan risklerini ilişkili bulamamıştır.

            Haftalık antrenman mesafesinde yada antrenman alışkanlıklarında ani değişikliklerin koşu sakatlığı nedenlerinden olduğu düşünülmektedir.(Örn:interval antrenmanlar yada tepe koşuları). Çünkü dokuların bu tipte ani değişikliklere adaptasyon için doku kapasitesi yeterli olmayabilir.

            İjzerman ve Van Galen (1987) düzensiz antrenman ve koşu sakatlıkları arasında düşük fakat anlamlı korelasyon bulunmuştur. Jacops ve Berson 1986’da yaptıkları çalışmalarında koşu sprintleri  yada intervallerinin ile koşu sakatlıkları arasında ilişki bulamamışlardır.

            Stretching egzersizleri ve soğumanın eksik yada yetersiz yapılması koşu sakatlıkları açısından risk faktörleridir.

            Çok sert yüzeyde koşu mekanik sakatlıklara neden olmaktadır ve eklemlere tendonlara aşırı yük binmektedir. Çok yumuşak yüzeylerde yapılan antrenman ise kaslarda çabuk yorgunluk meydana getirmektedir. Yüzeydeki düzensizlikler ayak bileğinde ve dizde akut sakatlıklara neden olabilir. Jacops ve Berson’un çalışmasında (1986) koşu yüzeyleri ve sakatlıklar arsında korelasyon bulunamamıştır. Clement ve ark. (1981), tepe koşuları ve koşu sakatlıkları arasında ilişki bulmuştur. Bazı araştırmacılar ise ilişki bulamamışlardır.

            Powel ve ark. (1986), sabahları koşan sporcular günün diğer saatlerinde koşanlara göre daha çık sakatlanmaktadır. Bazı araştırmacılara göre ise günün saati ve sakatlıklar arasında ilişki yoktur. Sonbahar ve kış aylarında da daha çok sakatlık olduğu belirtilmektedir.

            Ijzerman ve Van Galen ise yaş-sakatlık ilişkisini düşük yüzeyde (r=0,1) anlamlı bulmuşlardır. Gençlerde, yaşlı sporculara göre daha fazla sakatlık olduğunu belirtmişlerdir. Bunun nedeninin genç sporcuların daha hızlı ve her antrenmanda daha fazla mesafe koşmaları nedeniyle olduğu düşünülmüş.

            Powel ve ark.’a göre koşu sakatlıklarında cinsiyetler arasında fark olmadığı belirtiliyor.

            İri yapılı ve fazla kilolu bireylerde koşu sakatlıkları riskinin yüksek olduğu düşünülmektedir. Çünkü kemiklere, eklemlere ve bağ dokulara aşırı yük binmektedir. İjzerman  ve Van Galen’e göre koşu sakatlıkları ve vücut ağırlığı arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Walter ve ark.(1989) çalışmalarında uzun boyluların daha büyük risk altında olduğunu belirtmişlerdir. Koplan ve ark.(1982), Macera ve ark.(1987), Walter ve ark.(1989), beden kitle indeksi (BKİ) ve koşu sakatlıkları arasında anlamlı bir ilişki bulamamışlar fakat Blair ve ark. (1987), (BKİ) ve koşu sakatlıkları arasında düşük fakat anlamlı bir ilişki bulmuştur (r=0,1). Marti ve ark. 1988’de (BKİ)19.5’ten küçük 27’den büyük olan koşucuların daha fazla risk altında olduğunu bulmuşlardır.

            Anatomik bozukluğun olduğu bir çok durumda, overuse (aşırı kullanım) koşu sakatlıklarının yüksek olduğu ifade edilmektedir. Örn:

            1-Farklı bacak uzunlukları

            2-Uyluk kemiğinin dışa dönmesi

            3-Dizdeki anomaliler(çok büyük yada çok küçük patella (diz kapağı), çarpık bacak)

            4-Ayak anomalileri (topuğun içe yada dışa dönük olması, düz tabanlık)

            Overuse (aşırı kullanım) sakatlıkları esneklik eksikliği nedeniyle olabilir. Yetersiz kas kuvveti ve dayanıklılığı, sağ ve sol hamstring kasları arasındaki dengesizlik, hamstring ve quadriceps arasındaki dengesizlik, hamstringde asimetrik kasılma vb.

            Deneyimsiz koşucular koşu sakatlıklarına daha yatkındır. Powel ve ark.daha önceden sakatlanmış bireylerin tekrar sakatlanma şansının daha fazla olduğunu belirtmişledir. Çünkü:1-Gerçek neden aynı kalabilir.

            2-Onarılan doku orijinal dokudan daha az koruyucu ve fonksiyoneldir.

            3-Sakatlık tam iyileşmemiş olabilir.

            Eğer koşucu diğer sporlara katılıyorsa (katılmayanlara göre) daha az koşu sakatlığı görülüyor.

            Bacak uzunluğundaki farklılıklar alt ekstremitede overuse sakatlıkları gelişiminde anatomik risk faktörüdür. Bacak uzunluluğundaki farklılıklar bel ağrısına neden olur.

            Yorgun kas daha yavaş ve daha az gevşer. Hem kas kuvveti hem de esnekliği performansı arttırır ve sakatlığı azaltır(Renstörm, 1994)

            Yorgunluk ve aşırı yüklenme nedeniyle spor sakatlıkları, çok sık meydana gelir. Sakatlık sırasında çoğunlukla aktif dinlenme tercih edilir fakat sakat bölgeye fizyolojik sınırlar ötesinde yüklenilmez.(Peterson)

            Yorgun kaslar tekrarlayan şok absorbsiyonu ve streslere karşı azalmış yeteneğe sahiptirler ve stres kırıkları gibi overuse sakatlıklarına sebep olabilir. Son 10 yıl içinde overuse sakatlıklarının oluşumunun hızla artmasının nedeni antrenmanın çok yoğun ve zor olmasıdır. Kastendon sakatlıkları daha çok zayıf  noktalarda meydana gelir. Kemiklerde görülen overuse sakatlıkları genellikle alt bacakta, tibia ve fibulada, ayakta, kalçada ve dizde stres kırıkları oluşur(Dırıx,1988)

            Alt bacak kaslarının zayıflığı, hem şok absorbsiyonu hemde stabilitede önemli rolü nedeniyle stres kırıklarına hazırlayıcı olabilir.

            Sakatlık riski:

            1-Uygun ısınmama

            2-Antrenmanın uygun süre, sıklık ve şiddeti

            3-Uygun koşu düzeyi

            4-Ayakkabılar, ortezler ve topuk kaldırıcılar

            5-Özel esnek ve kuvvet egzersizleri

            Tekrarlı eksentrik kas kasılması kasta tekrarlı mikrotravmalara neden olur. Eksentrik kas kasılması kasta daha fazla gerim yaratır.(konsentrik ve izometriğe göre).

            En çok alt ekstremite sakatlıkları görülmektedir. Diz bölgesinde %25, bacakta %32, ayak bileğinde %15 ve ayakta %7. En çok bacak ve diz çevresindeki yapılarda tendon sakatlıkları meydana gelmektedir(Renstörm,1994)

            Ayak ve ayak bileğinin total ROM’unu değerlendirmek önemlidir. Dorsal fleksiyon yada plantar fleksiyonda herhangi bir kısıtlama, topuğun erken kalkmasına neden olan yürüyüş anomalisine neden olacaktır. Gastrocnemiusun esnekliği soleustan ayrı değerlendirilmelidir. Ayaktaki şekil bozuklukları da iyi değerlendirilmelidir.

            Birçok koşucuda konma safhasında ayakta supinasyon (ayak tabanın içe dönmesi) olmaktadır. Nötral pozisyonda olduğu zaman şok absorbsiyonu maksimal oluyor ve denge için çok az kas aktivitesi gerekiyor. Biyomekanik problemler aşırı yada kısıtlı pronasyonda (ayak tabanının dışa dönmesi) meydana geliyor.

            Brody (1980) koşu sakatlıklarının en sık görülme nedenini antrenman hataları olarak açıklamıştır.(Akt:Renstörm, 1984).

            1650 koşu sakatlığı içinde diz en çok sakatlanan bölge olarak tespit edilmiştir. Bütün sakatlıkların %41’ini oluşturmaktadır.

            Clement ve ark. (1981)’de yaptığı çalışmada patellafemoral (uyluk-diz) ağrı vakasının %12’sinde antrenman mesafesinde ani artış söz konusudur. İkinci olarak en sık görülen sorun %13.2 oranında tibial stres sendromudur. Üçüncü olarak aşil peritendinitisi görülmektedir(Akt: Renstörm,1994)

            Antrenman hataları ile birlikte eğer anatomik bozukluk , kuvvet ve esneklikte dengesizlik varsa sakatlıklar daha çabuk ortaya çıkmaktadır.

            Haftada 2-3 kez yoğun interval antrenman yapan yarışmacı orta mesafe koşucularında aşil tendiniti yada tibial stres kırığı daha sık görülür. Aşırı yüklenme stresi ve antrenman hataları lokal kas yorgunluğu, şok absorbsiyonunda kasın fonksiyonunun azalmasına ve kemikler üzerinde yapısal strese neden olmaktadır.

            Quadricepse aşırı yüklenme nedeniyle patellefemoral(uyruk-diz) ağrı sendromu görülebilir(özellikle vastus medialiste).

            Matheson  ve ark.(1987)’de sporcularda 320 stres kırığı üzerinde çalışmalar ve bütün stres kırıklarını %24’ünün antrenman hatası nedeniyle olduğunu belirtmişlerdir(en çok tibiada stres kırığı). Yüksek şiddette çalışmalar adölesan koşucularda tibia tiberkül’de ve kalkaneus’ta (topuk kemiği) kemiğin ayrılmasına neden olabilir. Clement ve ark. (1981)’e göre kemiğin ayrılmasında önemli bir faktörde antrenman mesafesinin ani artışıdır. Çocuklukta ve adölesan döneminde overuse sakatlıkları genellikle antrenman hataları nedeniyle meydana gelmektedir(Akt: Renstörm,1994).

            İjzerman ve Van Galen , Marti ve ark, Ooijendikve Van Agt., Van Mechelen ve ark., çalışmalarında koşu sakatlıklarının çoğunu kronik overuse sakatlıkları oluşturmaktadır.

            Koşu sakatlıklarının anatomik bölgelere göre dağılımı şöyledir: Diz, ayak, ayak bileği, aşil tündonu, baldır, üst bacak, sırt, kalça, kalça kemiği, kasık ve diğer.

            Kas iskelet sistemi sakatlıklarının nedenleri: Anatomik bozukluk, haftalık koşu mesafesinin yüksek olması, sert yüzeyde fazla koşu, deforme olan ayakkabılar vb.

            Koşu sırasında kemiklere, eklemlere, bağ dokulara büyük yük binmektedir. Vücut ağırlığı ve koşu sakatlıkları arsında İjzerman ve Van Galen ilişki bulamamışlardır. Walter ve ark. uzun sporcuların kısalara göre daha çok sakatlık riski altında olduğunu belirtmiştir. Koplan ve ark. tarafından,(BKİ) ile koşu sakatlıkları arasında ilişki bulunamamıştır. Fakat Macera ve ark. Walter, Blair anlamlı ilişki bulmuşlardır ama korelasyonu düşüktür.

            Anatomik bozukluk, overuse sakatlıkları riskini arttırır.

            1-Farklı bacak uzunluğu

            2-Uyluk kemiğinin dışa dönmesi

            3-Diz anomalileri (çok büyük yada çok küçük patella)

            4-Ayak anomalileri (düz taban vb.)

            Bir önceki sakatlık tam iyileşmediğinde sakatlık tekrarlayabilir. Koşu sakatlıklarında haftalık antrenman mesafesi sıklığı ve süresi önemlidir.ayakkabı, saha önemlidir. Ayakkabının şoarbsiyonu iyiyse sakatlıktan koruyabilir. Sert yüzeyler eklemlerde ve tendonlarda aşırı yüke ve mekanik şoklara neden olur. Yumuşak yüzeyler ise çabuk yorulmaya neden olur. Bacak uzunluğundaki farklılıklar alt ekstemitelerde overuse sakatlıklarının gelişiminde anatomik risk faktörüdür. Bacak uzunluğundaki farklılıklar bel ağrısına neden olabilir. Alt bacak kaslarının zayıflığı hem şok absorbsiyonu hem de stabilitede  önemli rolü nedeniyle stres kırıklarına hazırlayıcı olabilir.

 

            İÇSEL FAKTÖRLER:

            1-Şekil bozuklukları

            2-Bacak uzunluğundaki farklılıklar

            3-Kas zayıflığı ve dengesizliği

            4-Azalan fleksibilite (esneklik)

            5-Cinsiyet, vücut ölçüleri ve vücut kompozisyonu

            Biyomekanik değişiklikler stres kırıkları ve stres reaksiyonlarının gelişiminde yardımcı faktörleri ortaya çıkarırlar.

            Bacaklarda şekil bozukluğu, diz mekaniğinde değişikliğe neden olabilir ve özellikle sporsal açıdan aktif bireylerde, diz ağrısının bir nedeni olabilir(Renstörm).

            Sprinterlerde özellikle Hamstring ve adduktorlerde sakatlık oluyor. Ağırlık antrenmanları sırasında sırt zorlanmaları oluşabilir. Adduktor zorlanmaları takozdan ayrılma sırasında yada koşunun erken safhalarında olur. Hamstring yırtıkları iyi ısınma yapılmadığında meydana gelmektedir. Hazırlanma sırasında hamstrigde ani ve şiddetli ağrıya hazırlıksızdır.

            Koşucuların overuse zorlanmalarında genel yaklaşım:

            1-Mesafe: İlk olarak antrenman programı değerlendirilmelidir. 

            2-Ayakkabı ve yüzey: İklim genelde antrenman çevresini etkiler.

            3-Sert yüzeylerde daha sık sakatlık meydana gelir.

            4-Yaş

            5-Ayak problemleri

            6-Yürüyüş analizi

            Atletizm’de sakatlıklar en çok bacaklarda meydana geliyor. Bunun nedenlerinden biri de bir şampiyonun antrenman programının aynen uygulanmasıdır.  Fakat bu antrenman programı kişiye özeldir ve herkese uygun olmayabilir.

            Kasık zorlanması, adduktor kas zorlanması ve adduktor çekmesi, sprinterlerde ve engel koşanlarda (özellikle yüksek engellerde)görülen sakatlıklardır. İyileşene kadar takozdan çıkışı ertelemek ve birinci hafta adduktor kuvveti geliştirmeye başlamak gerekir. Üç adımcılarda Quadricepste görülen problemler iyileşene kadar sprint startlarından ve ağırlık antrenmanlarından kaçınmak gerekir. Bu dönemde ayakta çıkış kullanılabilir.

            İç bağlarda zorlanması olan sprinterlerde ağrı kesilinceye kadar ayakta çıkış kullanılır.

            Stres kırıkları; sprinterler özellikle Don Quarrie stilinde çalıştıklarında görülür.(Read, 1986)

            Dokuların kopma ve yırtılmasının en önemli nedeni dokunun kuvvet limitini aşan tek bir yüklenme uygulanmasıdır. Tekrarlanan küçük yüklenmelerle karşılaşılan vücut parçasında sakatlıklar meydana gelebilir. Burada yüklenmenin miktarı, süresi ve sıklığı önemlidir. Bireysel faktörlerden vücut yapısı, yaş, antrenman düzeyi, önceki sakatlıklar ve hastalıklar önemlidir.

            Vücudun tekrarlayan fizyolojik yüklenmeler adaptasyonu performans artışına neden olur. Tekrarlanan aşırı yüklenmelere adaptasyon, kas hassasiyeti, bacaklarda ağrı, inflamatuar (yangısal) cevaplara neden olabilir. Bu tür rahatsızlıklar uyarı işaretidir ve ciddiye alınmazlarsa vücut daha yeni başlamakta olan sakatlığın tamiri için yeterince zaman bulamaz. Diğer taraftan uygun antrenman seviyesi seçilir, doku kendini tamir edebilir ve daha yüksek yükleri tolere etmek için giderek adapte olmaya başlar. Tekrarlayan overuse ile karşı karşıya kalan kemiklerde stres kırıkları meydana gelebilir. İyileşen ve güçlenen kaslar kemiklerde yorgunluktan dolayı meydana gelen sakatlık riskini azaltır. Aşırı yüklenmenin uygulanması sonucu gerici stresler azalır.

             Overuse sakatlıkları lokomotor sistemin yumuşak dokularında meydana gelir. Yumuşak doku sakatlıklar iskelet sistemi sakatlıklarından daha sık görülür. Kas yapışma yeri ve tendonlardaki minimal yırtıklara eğer iyileşme fırsatı verilmezse rahatsız edici ağrıya neden olabilir. İyileşme süreci, artan gerici streslerde uzayabilir. Yumuşak dokulardaki overuse sakatlıklarına örnek verirsek; Aşil tendiniti, kasık zorlanması vb.

            Aşil tendon yırtıklarında ani ağrı tanımlanır. Sıçrama, konma, tepe aşağı koşularda olur. Yavaş ve eksentrik kasılmalarda daha fazla olur. Sporcu sakatlanma anında şiddetli ağrı ve rahatsızlık hisseder ve aktiviteye devam edemez.

            Kısmi yırtıklarda ağrı süreklidir. Daha sonra ödem ve hassasiyet olur. Bu belirtiler fiziksel aktivite ile ilgilidir. Fiziksel muayenede hassasiyet ve ödem vardır.

            Tam yırtıklarda şiddetli ağrı olmaz ve pop(ani patlama sesi) gibi bir ses duyulur. Eklemde azalan hareket ve ağrı vardır.

            Tendon sakatlıklarının tedavisinde ana amaç ağrısız fonksiyon ve hareket sağlamaktır. Tedavide 8-10 haftalık immobilizasyon (hareketsizlik) ve dikkatli rehabilitasyon gerekmektedir.

            Kısmi yırtıklar ilaçla tedavi edilir. Tendonlarda meydana gelen akut kısmi yırtıkların kısa bir süre dinlendirmek gerekir. Böylece yara ve iyileşme dokusunun oluşmasını minimize etmek için tendonun gerimini azaltmayı sağlar. Akut kısmi tendon yırtıklarının tedavisinde immobilizasyon çok değerlidir. Rehabilitasyona immobilizasyon kadar erken başlamalıdır. Pasif mobilizasyon tendonun tamir sürecini kolaylaştırır.

 

            SONUÇ

         Önceki sakatlıklar, koşu deneyiminin yetersizliği, yarışma, haftalık koşu mesafesinin fazla olması, ısınmanın ve streching egzersizlerinin yapılmaması koşu sakatlıklarına neden olabilir. Ayrıca boy, şekil bozuklukları, kas imbalansı, ROM kısıtlığı (eklem hareket genişliği), koşu sıklığı, performans düzeyi, ayakkabı, ayakiçi ortezler, yolun hep aynı tarafından koşmak, yaş, cinsiyet, beden kitle indeksi, koşulan tepeler, sert yüzeyde koşu, diğer sporlara katılım, yıllık koşu mesafesi, günlük koşu mesafesi sakatlığı etkileyen faktörlerdendir.

 

            KAYNAKÇA

1-Dirix.A.,H.G. Knuttgen., K.Tıttel.,(998) The Olympıc Book of Sports Medicine Vol:1 of the Encyclopaedia of Sports Medicine an International Olympıc Cımmittee Publication London, 376-389

2-Peterson. L.,(19) Sports İnjuries Their Prevention and Treatment 85

3-Read.M., P. Wade.,(1986) A Unique Guide to Self-Diagnosis and Rehabilitation Sports Injuries London 150-152

4-(Ed) Renstörm. P. A. F. H. (1993) Sports Injuries, Basıc principles of prevention and Care Vol: IV of the Encyclopaedia of Sports Medicine IOC Medical Commission Publication

London 111-115, 139-150, 158,  207-208 223, 401, 418-423

5-(Ed) Renstörm. P. A. F. H. (1994) Clinical Practice of Sports Injury Prevention and Care Vol: V of The Encyclopaedia of Sports Medicine IOC Medical Commission Publication London 433-441,

6-Schmolinsky. G.,(1982) Track and Field Sports Verlag, Berlin 120

 

Yayına Hazırlayan : Elif Hürriyet AYDIN